Merhaba, ben Ramazan Uzun. Uluslararası tır şoförlüğü yapıyorum. Bu mesleği yakından tanıyan biri olarak, uzun zamandır yaşadığımız sistemsel sorunları ve sosyal hak kayıplarını Cumhurbaşkanlığı İletişim Merkezi (CİMER) aracılığıyla devlete iletme kararı aldım. Aşağıda paylaştığım yazı, doğrudan CİMER’e sunduğum başvuru metnidir ve hem bireysel hem de toplumsal bir talebi içermektedir. Amacım, sadece kendi adıma değil, benimle aynı yolda olan binlerce meslektaşım adına da bu adaletsizlikleri görünür kılmaktır.
Uluslararası taşımacılık sektöründe görev yapan bir tır şoförü olarak, hem kendi yaşadığım hem de meslektaşlarımın maruz kaldığı birçok yapısal ve sosyal sorunu, devletimizin en üst makamına arz etme gereği duydum. Türkiye’deki tır şoförlüğü sistemi, son derece ağır sorumluluk ve risk barındırmasına rağmen, gerek sosyal güvence gerekse ücretlendirme yönünden büyük adaletsizlikler içermektedir. Aşağıda detaylarını sunduğum bu sorunların, tarafsız şekilde incelenerek gerekli yasal düzenlemelerin yapılmasını arz ediyorum.
Uluslararası tır şoförlüğü, ağır meslek grubu kapsamında yer almasına rağmen, şoförlerin maaşları çoğu zaman asgari ücret düzeyinde gösterilmektedir. Sigorta primleri de asgari ücret üzerinden yatırılmakta; bazı firmalar elden ödeme yapmakta ve bu ödemeleri geri istemektedir. Vize bekleme dönemlerinde maaş ve sigorta kesilmekte, bu süreçte hem gelir kaybı yaşanmakta hem de başka bir işte çalışmaya izin verilmemektedir. Bu bekleme süreleri 2-3 ayı bulabilmektedir.


Firmaların çoğu, kıdem tazminatı ödememek için “girdi-çıktı” uygulamaları yapmakta, uzun süreli çalışan şoförler dahi tazminat hakkından mahrum bırakılmaktadır. Düzenli maaş politikası uygulanmamakta; sadece yola çıkıldığında verilen cüzi miktardaki sefer başı primlerle geçim sağlanması beklenmektedir. Kapıkule ve diğer sınır kapılarında saatlerce, hatta günlerce bekleme zorunluluğu yaşanmakta; burada tuvalet, duş, yemek gibi en temel ihtiyaçlara bile ulaşım zorludur. Denetim eksikliği, düzensiz altyapı ve ilgisizlik, şoförlerin psikolojik ve fiziksel yıpranmasına neden olmaktadır.
Ayrıca birçok firma çalışanlarına yıllık izin, hastalık izni, doğum izni gibi sosyal hakları ya hiç tanımamakta ya da uygulamada engellemektedir. Tüm bu sebeplerle; sabit ve düzenli bir maaş sisteminin kurulması, sigorta primlerinin gerçek maaş üzerinden yatırılması, vize sürecinde sosyal güvencenin devam etmesi, tazminat haklarının korunması, sınır kapılarında insan onuruna uygun şartların sağlanması ve tüm sosyal hakların güvence altına alınması yönünde gerekli yasal düzenlemelerin yapılmasını arz ediyorum.
Bir yanıt yazın